Recent reviews by ouz

First of all, I'm waiting for the soundtracks to be released on spotify.

For the game. It has own style. As an artist i like assets much and well combined with hybrid theme. Soundtracks makes me feel like playing retro shooter game but this one is different. This one makes you comfortable and uncomfortable at the same time. If you're going to ask why cause monsters and level designs a lil creepy. Overall works well.

I don't like much turn based rpg but this games makes me want to play and play over. Story has well outcome (if you like). I guess story not that long but the vibe they game me with this game is wholesome. I miss this kinda games and Frymore doing well. Keep it up boys.

Devs are open to criticism. When you find a bug or something or just wanna ask something. They respond fast. This is one more plus for 'em.

Give it a chance and chill for a couple hours.

A little note.

If you cant finish any game. You can finish this one. I've a friend like that and i guess he is going to finish his first game and i guess this game is going to be first from among his 200 games library.

stay away from chinese ppl

Run away from Stikers, if you can.

ANAM TAMRINN BU OYUN ÇOK GÜZEEEĞEĞĞĞLL

The most chill game

Lastiklerine bulaşan çamura dahi aşık olan biri iseniz bu oyun tam size göre.

Ralli dediğimiz zaman uzun yıllardan beri bizi listelerdeki üst sırası ile hep Codemasters'ın başarılı yapımı olan Dirt serisi karşılamıştır. Her ne kadar rakipleri bu yolda zorlu ve alternatifler üretmiş olsada Dirt kendi oyuncu kitlesini yakalamayı başarmıştır. Bu performansın sürekliliği ise her oyunda sizi farklı bir atmosfere ve farklı bir oynanışın içine bırakmasıdır.

Dirt Rally için beslenebilecek onca öfke, mutluluk, tatminlik, monitör devirme, çamurun 50 tonu, süspansiyonun intikamı, radyatör artık eskisi gibi değil, meto yarım saattir yanlış bilgi veriyon biladerim gibi bir ton duygu cümbüşü mevcut. Bunlardan en önemlisi ise sizi tüm vahşiliğiniz ile dış dünyadan soyutlanıp ralli dünyasına sizi hapsetmesi oluyor ki bu durumdan hiç rahatsız olmadım açıkcası.

Adından da bal damladığı gibi bu sefer Dirt sizi gerçek bir ralli pilotu yapmaya kafayı takmış durumda.

Bu dünyaya attığınız adımda sizi kalın bir katalog karşılıyor. Araç seçimleri:

Dirt yine her zamanki gibi araçları yıllarına göre sınıflandırmış durumda. 50's 60's 70's 80's 90's 2000 2010 ALLSTARS vb.. Dirt Rally ile gelen yeni bir opsiyon ise nakit sistemi. Evet doğru duydunuz oyuna nakit sistemi getirmişler. (Malesef kumar sever arkadaşlar burada bu parayı harcayamayacaklar. Oynayabileceğiniz tek kumar arabaya nasıl ayar yapsamda en az hasarla yarışı bitirsem olacaktır. ) Bu nakit sistemi size belirttiğim başlıklar altındaki araçları satın almanızı sağlıyor. Aracınızı satın aldıktan sonra dilerseniz şampiyonaya girerek bu serüvene başlayabiliyorsunuz. (3 adet mod mevcut. HillClimb, Rally, Rally Cross ) İlk şampiyonaya adım attığınızda sizi yarış penceresi karşılıyor. Burada aracınıza en ince ayarı dahi verebiliyor her ayrıntı sizi yarışta 1 saniye daha ileriye ya da 10 saniye daha geriye taşımaya yarayabiliyor. Ayarlarınızı yaptıktan sonra oyuna ilk adımınızı atıyorsunuz. Başlangıçtaki o el freni çekili halde yanınızdaki yardımcı pilotun başlangıca kadar sayması ve sizin o sırada motorunuzu kalkışa hazırlayışınız, seyircilerin size bakması, bir gözünüzün devir saatinde diğer gözünüzün yolda, geri sayımın her saniyesini hissedişiniz ve başla sesinin kulaklarınızda "RAAARGH" gibi küçük bir savaş narası gibi çınlaması ile giriyorsunuz bu dünyaya. Aracınızın sınırlarını bilip her virajda ne kadar hız kesmeniz gerektiğini, ayağınızı ne zaman gazdan çekip ne zaman vites değiştirmeniz gerektiği, frene oturursanız aracınızın understeer altına girip ayağınızın altından kayıp gideceğini, direksiyonunuzu ne kadar kırmanız ve aksi bir durumda hemen karşı atağını gerçekleştirebilecek durumda olmanız, her güzel döndüğünüz virajdan sonra yüzünüzdeki o mutluluk ifadesi ve hem hızlı gidip hemde aracın kontrolünün sizde oluşunun bedeninizde yarattığı o orgazm hissi. Tamamen zerresine kadar size bunları yaşatmayı başarıyor. Unutmamanız gereken "Aracın kontrolünü kaybedersem neler yaparım" değil "Aracın kontrolünü nasıl kaybetmem" olmalı. Aracınızı tanımalı ve durmak/yavaşlamak için neler yapmanız gerektiğini ve neler yapabileceğini bilmeniz çok önemli. Kaç bin RPM'de daha iyi hızlanabilirim ve doğru vites geçişini ne zaman sağlarım gibi soruları sorarak bunu bedeninize refleks olarak inandırmaya çalışabilirsiniz. Yardımcı pilotunuz arabanızdan önce sizin en büyük dostunuz. Ona kulak verin yoksa her " Don't cut " diyişini duymayıp içerden/dışardan girdiğiniz virajın sonunda size sağlam bir yumruk atmayı bekleyen objenin olması gibi problemler ile karşılaşabilirsiniz. Sonrasında ise sadece atmosferi ve turbonuzun o ince bülbül sesini dinlemek kalıyor.

Oyunun daha çok rally kısmı ile ilgilendiğimden dolayı taraflı bir inceleme olmuş olabilir. Yarış sever biri olarak aldığım ve halen daha alacağım çok şey var oyundan. Eğer aynı duygular içerisinde iseniz değer verilmesi hak olan bir oyun. Şimdiden iyi eğlenceler.

The Crew hakkında inceleme yapılacak ise öncelikle Ubisoft hakkında küçük bir inceleme yazılmalı çünkü Ubisoft artık ücretlendirme ve oyunu "Tam Sürüm" olarak piyasaya sürme konusunda tuhaf bir strateji izliyor. Örneklemeyi The Crew üzerinden yapacak olursak şöyle ki: Sadece The Crew'i satın alıyorsunuz. Bunun Wild Run'ı çıkıyor. (Motor mu kullancan ? Wild Run al kanka... Drift mi atcan normal yolda? Wild Run.... Koca lastikli araçlar mı sürcen ? Wild Run.... İntihar mı etcen ? Wi.........) Velevki aldınız sonra araç satın almak istiyorsunuz tabi ki tamamen tercihende olsa size belirli araç paketleri sunuyor satılık. Bu sunduğu araçlar tabi ki oyunda ilahi bir güç kazandırmıyor sahip oyuncuya. Tamamen tercih meselesi. Fakat sunduğu araçlar tercih edilmeyecek araçlar değil çünkü hangi oyuncu bir yarış oynu alıpta arabasız yarışmak ister ? Yarış oyunu mu olur ? " AA yarış oyunu alayım bi deniyeyim... (Oyuna girer) Lan bu ne **ına **yim utanmasalar kapı koluna bile para isticekler... ". Yakında çıkacak olan Calling All Units içinde aynısı geçerli olacak. Ubisoft neredeyse her oyununda bu politikayı tercih edip oyuncuları sömürüyor..

The Crew hakkındaki incelememize geçecek olursak:

Oyun genel anlamda ortalama bir düzeyde diyebiliriz. Grafik açısından sisteminizin kaldırabileceği performansa göre bence gayet iyi. Dünyası çok fazla geniş olduğundan çevre tasarımlarından biraz kısmak zorunda kalmışlar ki onlarıda abartsalardı kaldırabilecek bir sistemin olduğunu pek düşünmüyorum. Zaten öylesi bir durumda bir yarış oyunu için de fazla olurdu. Öyle isteyen olursa bkz. Grand Theft Auto V. Araç tasarımları gayet yerinde ve gerçek orantılı olmuş. (Kamera açısına göre farklılık gösterebilir bu oran). Araç sürüş ve mekaniklerine alışmanız ilk başlarda zor olabilir fakat alıştıktan sonra zevkini alacağınızı tahmin ediyorum. Kontroller desteği ve direksiyon desteği gayet başarılı. Yapay zeka çılgın diyebilirim, hiç beklemediğiniz bir anda tuhaf ve değişik hareketler yapıp sinirlerinizi bozabiliyorlar. [Korna çaldığınızda yarışanlar bile var(tabiki de öyle bir şey yok, şakaydı)].

Oyunumuza küçük bir senaryoda katmışlar, kuru kuru gitmesin diye. Senaryoyu kısaca şöyle anlatmak gerekirse: Bir akşam vakti abinizi vuruyorlar(Detaya girmek istemiyorum burada. Ani bir spoiler olabilir.) Abiniz kollarınızda iken vuran kişi silahı yere atıyor ve şu klasik elinde silah ile kucağında sevdiği kişi, gözyaşları, çaresizlik veeeee welcome to hollywood. Daha sonrasında polisler gelip sizi alıyor ve burada bir hanım ile iş birliği yapıyorsunuz bir örgütü ele geçirme hakkında. Tabi ki abinizi vuran kişi bu çetede değil, tabi ki kabul etmiyorsunuz, tabi ki gözünüzü intikam bürümedi. Sadece ve sadece bunu polis teşkilatına iyilik olsun diye yapıyorsunuz. Çünkü siz şirin küçük sakallı birisiniz ve gözlüklü. Tamamen bir hollywood çakması basit bir hikaye. Ama bitirmek zorundasınız.

Senaryodan sıyrılıp size araç modları hakkında küçük bilgiler sunayım:

Mevcut araç modları 5 adet. Bu modlar farklı yerlerde, farklı PvE/PvP yarışlarında kullanabiliyorsunuz. Bunlar; Street, Dirt, Performance, Raid, Circuit.

Adı üstüne Sokak Modu. Şehir içinde size daha dinamik dönüşler sağlayan, dönüş konusunda daha aktif, frenleme konusunda daha hızlı fakat maksimum hız konusunda kısıtlı özelliklere sahip. İlk elde edeceğiniz araç modu olacak.

Tamamen toprak yolda kullanacağınız, (bakın altını çiziyorum TOPRAK YOL) toprak zemine göre ayarlanmış lastikler, süspansiyonlar, cam, far, çamurluk vb. çeşitli özelliklere sahip araç modu. Canınız aslaft üzerinde sürmekten sıkıldığında toprak yolu tercih etmenizi kolaylaştıracak moddur. İkinci elde edeceğiniz mod.

Tamamen performans odaklı, hız, geniş gövde, keskin hatlar, büyük kanatlar, rüzgar kesiciler, güçlü duruşa sahip araç modudur. En çok kullanılan araç modudur çünkü şehir içinde de size rahatlık sunar fakat Street Spec kadar başarılı değildir çünkü şehir içinde dönüşleri almak için fazla hızlıdır. Üçüncü elde edeceğiniz moddur.

Toprak yoldanda sıkılıp: " Ben dağ bayır gezecem arkadaş. Uçamıyoz mu ? " dediğinizde bu arkadaş sizin yardımınıza koşacaktır. Bu mod büyük süspansiyon takımlarına, büyük lastiklere, sağlam gövdeye, büyük hatlara sahip bir araçtır. Zaman zaman kullanışlıdır. Yaptığı ibişlikler yüzünden bazen kanser edebilir. Problem yoktur geçicidir. Dördüncü sahip olacağınız moddur.

Pist yarışınıda unutmayalım diyerek yaptıkları bir araç modudur. Anlayacağınız alçak süspansiyonlar, hacimli lastikler, geniş ve rüzgar karşıtı vücut takımları. Hızlıdır, şehirler arası yolculukta tercih edilebilir. (Tüyo verecek olursamda: eğer pist yarışına giderseniz diğer bir aracından takip ettiğinizde catchup dediğimiz olay devreye giriyor ve sizi hızlandırıyor. Yakalamanızı bir nebze olsa kolaylaştırıyor.)

Araç modları bunlardan ibaret. Tercihen istediğinizi kullanır ve istediğinize modifikasyonlar uygulayabilirsiniz.

Ekip sistemi zevkli. Görevlere 4 kişilik ekip halinde girebiliyorsunuz. PvP modda sizleri bir başka 4 kişilik ekip ile karşılaştırıyor. Serbest modda tabiki özgürce dilediğinizi yapabilirsiniz. Zevk almamak mümkün değil.

PvP sistemine geçelim.

Player versus Player yani; Oyuncuya karşı oyuncu. 50. seviyeye ulaştığınızda kullanılabilen bir özellik. Girdiğinizde rastgele Ligteki arkadaşlarla sizi karşılatırabilir. Platinum en üst lig Bronz en alt ligtir. Ligler 4 kümeden oluşur. Örn; Bronz 1, 2, 3, 4. Bronz 4 en düşük Bronz 1 en yüksek kümedir. Bronzdan sonra Gümüş 4, Gümüş 1'den sonra Altın 4, Altın 4'ten sonra Platinum gelir. Diyeceksiniz biz nasıl atlayacağız. 50 LvL olup PvP lobisine giriyorsunuz ve Maksimum 8 Minimum 2 oyuncu ile yarışıyorsunuz. Bu sayı 8 ise siz diyelim ki 2. oldunuz ya da 1. eğer lobide 8 kişi varsa 1. ya da 2. durumna göre puan veriyor. 7. ve ya 8. olduysanız duruma göre puan düşürüyor. Ne kadar puan o kadar lig puanı demektir. Birinci olmaya gayret edin. PvP yarışlarında şöyle bir dengesizlik mevcut. Burada araç modlarında her araç modunun kendine ait puanı var ve bu puanlar araçlar için özellik temin etmekte tabi ki yüksek araç puanı daha iyi bir araç performansı demektir ve bunları ise oyun içindeki PvE yarışlarından, yetenek dediğimiz mini yarışlardan kazanabilirsiniz. Yani gayret göstermenizi istiyorlar.

Özetlemek gerekirse oyun gayet eğlenceli ve zaman geçirtebilecek bir oyun. Şuan araç sıkalası halen bana göre geniş değil. Fakat getirdikleri DLC'ler ile artırıyorlar ve hep daha çok para istiyorlar. Eğer aklınızda varsa bir fırsat verin derim. Buna değebilecek bir oyun her olumsuz özelliğine karşın. Ayrıyetten ekran görüntülerine merakınız var ise bu oyun içinde Photo Mode mevcut. Şimdiden iyi eğlenceler. Bol lastik yakmalar !

Grafik yaması getirmişsiniz iyi hoşta kardeşim oyunda ne anti alis. çalışıyor ne vsync. halen daha farenizi çevirince lag olayı dengesiz dönüşler, dinamik bozukluğu dolu. Oyun gerçekten hoş o kadar güzel dövüş teknikleri var çizimler fena değil fakat bu sorunu gidermediğiniz sürece isterseniz Darksiders II Immortal Edition çıkarın yar etmez. Patch mi atarsınız ne atarsınız bilmem de hani böyle düşünüp almak isteyen arkadaşlar olursa aklınızda olsun o sorunlar halen daha mevcut. İyi oyunlar

Benim için büyük bir hayal kırıklığı olmuş durumda. Diğer Stronghold serilerinide oynadım fakat Crusader dediğimiz zaman benim için farklı bir yeri vardı ve çıkarttıkları Stronghold 2 olsun 3 olsun vasattı. Gel gelelim ki Stronghold Crusader 2 dediniz efsane oyunun devamı mı diyeyim yoksa yenilenmiş halimi diyeyim bilemedem oyunda eski Crusaderdan bir parça göremedim. Girdiğim zamanki bir o fon müziği duygulandırdı o kadar. Aradan 12 sene geçmiş 2. oyunu çıkartıyosunuz ve çıkarttığınız oyunun ilk oyunu ile alakası bile yok. Gidip 2002 yılında çıkmış oyunu oynarım fakat daha da Firefly'ın çıkarttığı bir oyunu almam. Tek kelime ile benim için hüsran. Bu oyunun adı Crusader 2 değil Stronghold ♥♥♥♥♥♥♥♥♥ filan olsaymış bari.

Bu yorumları sadece oyun içi olarak yapmıyorum oyuna girdiğinizdeki o menü bile bambaşka bir oyuna ait. Elbetteki bu oyunu böyle beğenenler olacak ama eğer o eski sistemi arıyor ve o menüyü, müzikleri, seslendirmeleri arıyorsanız çok beklersiniz malesef. Oyuna değil 75 indirime girdiğinde bile para vermem. Şuan sadece koleksiyon amaçlı duracak bu kadar. Yinede oyuna bir şans vermek istiyorsanız yada koleksiyonunuzun bir parçası olsun derseniz alabilirsiniz karar sizin.

Ganmı istiyosun ? Gafa mı gopsun ne olsun istiyosun ? AL SANA DLC. VER PARAYI ÇAL DÜDÜĞÜ. hadi eyv (Evet dlc olarak satılması saçma ama savaş alanında gerçekten çok hoş bir görüntü oluyor)