Recent reviews by Syntriax

It was one of the fuzziest and warm feeling games I've ever played, the soundtrack is amazing, the humor, the writing, the graphics... Loved it

Please play it, it's one of the very rare games I recommend to everyone even if they're not a fan of horror games. There's a safe mode which makes it playable for people that are not good with monsters. The questions it will ask will stick with you if you never asked those before.

The game that really changed and shaped me. Best I've played by a long mile, please play it without spoiling yourself.

Pekala vazgeçiyorum. Ben bu oyuna inceleme yazamıyorum. Bitireli neredeyse 2 yıl oldu ama o zamandan beri gerçek anlamda bu oyunu ne kadar beğendiğimi yazıya dökemedim, dökemiyorum. İnadım yüzünden de bir oyuna inceleme yazmayı bitirmeden de başka bir incelemeye geçemiyorum, boş da bırakmak istemiyorum bu oyunu, o yüzden hızlıca:

• Vert'in Çay Kanalı!, Sadece bunu konu alan bir VN çıkarsalar keşke :D
  
• Müzik, Nep + Orkestra? İki favorim bir arada daha ne isteyeyim.
  
• Animasyonlar, daha önce bir oyunda bu kadar yumuşak animasyonlar görmedim.
  
• Yeni Karakter Tasarımları/Kostümleri
  
• Harita Tasarımları, Nep U'da şikayetçi olduğum konu düzeltilmiş, Dark Souls tarzı bir zindan sistemi yapmışlar.

• Oynanış, Mermi Süngeri yaratıklar ve bosslar, vuruşunuzun ağırlığı çoğu zaman yok yani düşmanlara size tepki göstermiyor, Özel vuruşlar dışında vuruş hissiyatı 0.
  
• Kolay, Nep U kadar kolay olmasa da kolay.
  
• Multiplayer, Oynanmaz halde. Abartmıyorum o kadar oyuna girdim hiçbirinde doğru düzgün oynayamadım, adam akıllı çalıştığını söyleyen de henüz görmedim forumlarda, ama Single sıkıntısız çalışıyor.
  
• Seslendirilmemiş Sahneler, sonradan eklenmiş sahnelerde İngilizce dublaj yok. (Japonca'da çok nadir olsa da yine var)

Oynanış veya Multiplayer için almayı düşünüyorsanız çok güzel bir seçim değil ama bir Neptunia fanı olarak bu oyunu gerçekten beğeneceğinizi düşünüyorum. Başlangıç noktası olarak da bence fena değil, Re;Birth1'den daha iyi bir seçim olmasa bile karakterler açısından oldukça yeterli olacaktır.

Siz hiç bir oyunun sonuna yaklaştığınızı hissettiğinizde "Bitmesin" dediğiniz oldu mu?
Sizi bilmiyorum ama ben bu oyundan önce hiçbir oyunda bunu demedim. 37. saatin sonunda hikayenin finaline yaklaştığımı farkettiğimde "Ulan bitme be..." diye üzüldüğüm bir oyun bugüne kadar hiç olmadı. Daha önce yaşamadığım bir deneyimdi.
Bu incelemeyi oyundaki tüm başarımları aldıktan sonra yani 75. saatimde yazıyorum. Henüz girmediğim zindanlar, yapmadığım planlar var. Plan olarak oyunun daha %30'u kadarını yapabildim henüz ancak artık bir inceleme yazma vakti gelmiştir diye düşünüyorum. Gönül isterdi ki daha uzun bir inceleme yazayım ancak karakter sınırından dolayı anca bu kadar sığdırabildim.

Neptunia çoğu oyunun sıra tabanlı RPG'lerden oluşan, espiri anlayışıyla yüzünüzden gülümsemeyi neredeyse hiç eksiltmeyecek, rahatsız etmeyecek derecede fan servisine sahip(Çoğu zaman), her karakterini sevdirebilen bir oyun serisi.

2010'da ilk oyun çıktığından bu incelemenin yazıldığı tarihe kadar toplamda 15 oyun, bunların 4'ü ana oyun, 4'ü ana oyunların Remake versiyonu(Re;Birth serisi) ve 7'si yan oyun şeklinde, ve bir TV animesine(12 bölüm + 1 bölüm OVA) sahip ve ayrıca yakında çıkacak olan bir oyunu bulunmakta.

Seri genel olarak 90'lı yıllarda Nintendo ve Sega arasında iyice şiddetlenen, sonradan Sony ve Microsoft'un katıldığı ve Sega'nın sonradan, maalesef, çekildiği ancak şuan hala devam etmekte olan Konsol Savaşları'nı Sega'yı hala çekilmemiş gibi oldukça hoş bir parodi şeklinde konu alıyor. Ve oyunların arasında hikaye bağlantıları çok yok ve her oyun başında karakterlerini tekrardan tanıtıyor. Yani istediğiniz oyundan başlayıp seriye dahil olabilirsiniz. Ancak Re;Birth1 serinini çıkan ilk oyununun Remake versiyonu olduğu için birçok kişinin önerdiği gibi benimde seriye başlayacak kişilere önerdiğim oyundur.

4 ana karakteri kısaca:
Neptune, Planeptune'ün tanrıçası, Sega'nın iptal edilen konsolu Sega Neptune'ü,
Noire, Lastation'ın tanrıçası, Sony'nin Playstation'ını,
Blanc, Lowee'nin tanrıçası, Nintendo'nun Wii'sini,
Vert, Leanbox'un tanrıçası, Microsoft'un Xbox'unu temsil ediyor.

Serinin ana kötü karakteri bile bir şeye referans.
Arfoire: Nintendo konsollarında yasa dışı olarak(korsan) oyunların oynanmasını sağlayan R4 kartlarını(R4 Cartridge) temsil ediyor.

Bu karakterler dışında 2. oyunda eklenen(Bu oyunda da Remake versiyonu olduğu için grubunuza planlar ile alabildiğiniz) 4 ana karakter daha var:
Nepgear, Neptune'ün küçük kardeşi, Sega'nın el konsolu Sega Gamegear'ı,
Uni, Noire'ın küçük kardeşi, Sony'nin el konsolu PSP'yi,
Rom ve Ram, Blanc'ın ikiz küçük kardeşleri, bu ikisinin hangi el konsollarını temsil ettiklerinden tam olarak emin olan yok. Ancak söylentiler arasında Nintendo Switch'i çıkışından 6 yıl önceden tahmin ettikleri bile var[goo.gl]. Hatta Ram ve Rom'u toplayıp 2'ye bölerseniz bir Blanc elde edeceğiniz hakkında söylentiler de var :)[goo.gl]

Kardeşler de kısaca el konsollarını temsil ediyorlar. Vert'in bir kardeşinin olmayışı Microsoft'un hiçbir el konsolu çıkarmayışından.

Peki sadece bunla mı sınırlı? Hayır, seride bulunan neredeyse her şey bir firmaya, bir oyuna, bir animeye ya da başka bir şeye gönderme.
Ayrıca her fırsatta 4. duvarı yıkmakta üzerlerine yoktur.[goo.gl]

Hikayenin başlangıcında Konsol Savaşı sırasında Purple Heart(Neptune)'ın savaşın yapıldığı alandan düşmesiyle birlikte hafızasını kaybettikten sonra kim olduğunu hatırlamayı çalışırken diğer tanrıçalarla arkadaş olup, Gamindustri'yi kurtarmasını konu alıyor kısaca.
Şöyle bir özetini okuyunca "Bu nasıl hikaye böyle?" deyip, saçma sapan deyip hikayesinin sıkıcı olduğu fikrine kapılmayın, beni şaşırttığı plot twistleri bile oldu. Eğer az biraz oyun konsolları tarihi hakkında bir bilginiz varsa bu hikaye sizlere bir şeyleri çağırıştıracaktır ayrıca.

Seri komedi ve karakterler arası etkileşim üzerine yoğunlaştığı için oyun sırasında hikayeye o kadar takılmazsınız zaten.

Oyunda 2 farklı son var. Bunlardan True Ending'i almanızı tavsiye ederim, kesinlikle alınması gereken çok hoş bir final :)

Seri karakterlerine gerçekten değer veren bir seri. Karakterlerin dizaynlarından kişiliklerine kadar herşeyleriyle gönderme yapıldıkları şeylere kesinlikle oturuyorlar.

Ben şu ana kadar serinin oynadığım oyunları arasında(Re;Birth1-2, 4 Goddesses Online, Sega Hard Girls, Action U) ısınamadığım tek bir karakter oldu, o da Trick ya da CFW Trick olarak geçen Re;Birth2'deki Bowser referansı. Bu da her türde kişilikten karaktere sahip olan bir oyun için çok büyük başarı bence, toplamda kaç karakter vardı bu 5 oyunda yazmak isterdim ama çok fazla karakter olduğu için tek tek sayamadım.

Oynadığım ilk sıra tabanlı oyun değil. Daha önceden oynadığım oyunlarda hep "Bu ne böyle?" demişimdir. Ancak bu oyunun savaş sistemi oldukça hoş ve eğlenceli yapılmış. Grind yaparken bile sıkıldığımı hatırlamıyorum.

Ayrıca orijinal oyunun Remake versiyonu olduğu için Plan denen bir sistem eklenmiş ve bu sistem ile item toplayarak bir sürü silah, takı, giysi yapıp, zindanlar ve Collessium savaşları açabilir, yukarıda bahsettiğim kardeşleri açabilsiniz vs. oldukça çeşitlilik eklenmiş bu da oyunun tekrardan oynanabilirliği oldukça artırıyor.

Ancak elbette bu oyunda da bir kaç problem var. Bunlardan biri oyun port olduğundan zindanlarda dolaşırken FPS'im çok düştüğü yerler oldu, çoğunlukla haritaların merkezine doğru bakarken. Bunun dışında zindanların bir kısmı birbirlerinin tekrardan kullanılmış hali, birinde bir kapı açık birinde kapalı gibi. Aynı şey yaratıklar için de geçerli çoğu yaratık bir yaratığın renklerinin değişmiş hali. Tabi bu ikisi beni oyun sırasında hiç rahatsız etmedi ama bazı kişilere bu rahatsız edici gelebilir.

Bu kısım biraz karışık. Bana sorarsanız seri bugüne kadar gördüğüm en iyi parçalara sahip serilerden biri, şarkılar, arkaplan müzikleri vs. hepsi, ancak oyunu ben yaklaşık olarak 38 saatte bitirdim, yukarıda bahsettiğim gibi, ve 38 saatlik bir oyun için toplamda 1 saatlik bir müzik listesi yapılmış. Kabaca bir matematikle hesaplarsak ben her müziği 1 saat dinlemişim demek oluyor bu. Bu bazı kişileri rahatsız edebilir ama ben bu oyunu 75 saat oynamama rağmen daha yeni yeni dikkatimi çektiğini belirtmem gerek.

+ Hem İngilizce hem Japonca seslendirme kaliteli
+ Harika bir espiri anlayışı
+ Live2D ile canlı karakterler,
+ Kaliteli Çizimleri
+ Dozunda Fan Servisi
+ Özelleştirme Seçenekleri
+ 36 tane Zindan (DLC'ler ile 39)
- Ek paketler oyunu kolaylaştırıyor(Additional'lar dışındakiler)
- İngilizce seslendirmenin olmadığı sahneler var


Elbette beğendiğim bir oyun konusunda ne kadar objektif olabilirim orası tartışılır ancak ben sıra tabanlı oyunlara karşı kötü bir geçmişe sahip olduğumdan dolayı bazı önyargılarım vardı ama bu tüm önyargıları kırmayı başardı.
Aradığınız şeyler şunlar ise;

• Güzel espiri anlayışıyla her daim güldürmeyi başaran,
  
• İyisinden kötü karakterine her birini kendine sevdirebilen,
  
• Güzel şarkı ve müziklere sahip ve
  
• İyi bir sıra tabanlı oyun

ise kesinlikle öneriyorum. Ayrıca daha önce sıra tabanlı oynamamış biriyseniz iyi bir başlangıç olabileceğini düşünüyorum.
Ancak şunlar sizi rahatsız edebilirse;

• Sürekli materyal toplamakla zaman geçirmek,
  
• Az da olsa fan servis,
  
• Hikayenin coğu noktada tahmin edilebilir oluşu ve
  
• Visual Novel türüyle aranız iyi değilse

sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Ben en azından denenmesi gereken bir seri olduğu düşüncesindeyim.

Ayrıca not etmekte fayda görüyorum. Idea Factory, Neptunia serisinde oldukça cömert bir dağıtıcı en son indirimde Re;Birth1 7.75TL'ye kadar indirime girdi. Yeni çıkan oyunları çıkış gününde direk %30 indirimle satışa çıkıyor genelde.

Tüm müzikleri koyamamışlar ama olsun 4 OST + 1 Instrumental + 1 Full toplamda 6 müzik. Yine de değer buna :)

(Bu inceleme detaylı olarak tekrardan yazılacaktır.)

Oyunun geliştirici ekibi şimdiye kadar gördüğüm en iyi ekip, oyuncuların istediklerini gerçekten dinliyen ve gerçekleştiren bir ekip.
-Gezegen istediler, verdiler
-Oyun kötü gözüküyor dediler, modeller baştan yapıldı ve Beta'ya geçti
vs. vs. Oyunun ilk Update videosuna Youtube kanallarından bakıp şu anki haline baktığınızda "Vay bee" diyorsunuz. Uzay türünde oynadığım en güzel oyunlardan biridir gözümde. Özellikle arkadaşlarınızla girip oynadınız mı... Oyuna alışana kadar konveyörler vs. biraz karışık gelebilir ama alıştıktan sonra baya zevkli. C# bilginiz varsa Programmable Block ile oyun in-game script yazabilirsiniz. Oldukça güzel modları var Workshop'ta, bazı modları direk oyuna eklemişlikleri bile var adamların. Ama biraz yaratıcı olmak lazım :D Bende öyle bir şey olmadığı için şu ana kadar yaptığım tüm gemiler koca bir dikdörtgen prizmasına benziyor :D

+ Haritası geniş ve dolu
+ MP'si(hile gelmedikçe) zevkli
+ İçerikler oldukça geniş
+ Oyuna yeni şeyler ekleniyor
+ Oyun modları(Tron vs.) oldukça zevkli
+ Araba fizikleri güzel
+ Klasik GTA'da hoşunuza gidecek ne varsa fazlasıyla var kısaca

- Loading Screenler öyle böyle değil, ota boka Loading Screen koymuşlar hani kısa sürse neyse her biri en az 40 saniye.
- Hileler... Millet açık açık söyliyeyim bu adamlar "Rockstar" olarak hayvan gibi para kazandıkları bu oyunu, bu kadar güncel tutabiliyorlarken nasıl oluyorda hiçbir güncellemesinde bu hilecilerin sayısı azalmıyor? Ulan ben serbest takılmak için 10-15 kere "Find New Session" butonuna basmak zorunda mıyım? Ulan yıllarca S4 League oynamışlığım var, S4'de bile bu kadar hile yoktu lan.
Adam hile yapıyor tamam, hile yaptığı belirleniyor yediği ne? Elbetteki 1 ay ban...
Ölmeme, tek atma, ışınlanma, patlayıcı mermili silahlar vs. dolu orası tamam. Bir de 2. tip hileciler var bunlarda sadece para basıyorlar, hem kendilerine, hem başkalarına. Adama diyom lan yapma oyundan bir zevk alamıyacan, bana dediği şu "Hile kullanmayan mı var? Zaten yesem yesem 1 ay ban yiyorum bırak en azından şansımı deniyeyim, farketmezler belki" şimdi bu adama ne diyecen? Adam haklı oyunda herkes mi hile kullanır lan. Kötü tarafı da adam parayı çekiyor, banı yemiyor...
- Oyuncu kitlesi, en basit örneğinden, serbest modda iken yanına gittiğiniz bir adamın sizi öldürme olasılığı %95. Bu kadar mı düşman bir kitle olur abi.
- Daha yazabilirim ama şu 3'ü zaten tüm +ları götürüyor daha da -ye çekiyor.

Ben bir oyunda bu kadar gereksiz yere sinirlendiğimi hatırlamıyorum bu nedir ya.

Ben "Crew Session"da dolaşırım, sadece görev, yarış falan yaparım yada hile yaparım diyorsanız alın öbür türlü hiçbir zevk alamayabilirsiniz, verdiğim paraya pişman olduğum tek oyun budur...

Yaklaşık 80 saatin sonunda oyunu(Sweet Love dışında) %100 bir şekilde bitirdim(Bu kadar uzun sürmesinin sebebi İngilizcemin çok iyi olmamasından dolayı çeviriyi fazla kullanmam ve Restoration Pack'i kurmadan bitirdiğim 2 route'u tekrardan oynamam. Yaklaşık olarak Restoration Pack ile 30-50 saatte, Packsiz 20-30 saate saatte bitirirsiniz).

Cidden diğer VNlerin çoğu gibi odağı "Onun orasını, bunun burasını gördüm" mantığının olmayışı olsun, karakterlerin kişilikleri olsun, çizimler olsun, Soundtrackleri olsun, hikayesi olsun her şeyi ile gerçekten güzeldi(özellikle Soundtrackleri baya iyi ve kullanıldıkları yerler baya iyi).
Ancak şöyle bir sıkıntı var ki sizin MoeNovel tarafından çevirilen "If My Heart Had Wings"i değil, Pulltop tarafından yapılmış olan "Kono Oozora Ni, Tsubasa Wo Hirogete"yi oynamanız lazım ("Rehberler" bölümünden "Modding" yerinde "Restoration Pack" rehberleri bulabilirsiniz ordaki adımları uygulayarak "Kono Oozora Ni, Tsubasa Wo Hirogete"i oynayabilirsiniz). Bu oyun aslında bir Eroge(Keşke olmasaydı ama) yani +18 sahneler var ve oyunu Japonca'dan çeviren adamlar(MoeNovel) harbi harbi sıçmış oyuna.

Neden mi? Çünkü o kadar çok sahne ve diyalog silinmiş ki, Restoration olmadan ben bir Route'u 5-6 saatte bitirirken, Restoration Pack ile bu süre yaklaşık 10-11 saate çıktı. Çıkan yerler sadece +18 olsa neyse sıkıntı yok ama o arada diyaloglar vs. çoğunu değiştirmeden direk kaldırmışlar. Artı bir de çeviri bir garip. Restoration Pack ile çeviri biraz düzeliyor ve Sweet Love eklentisi(maalesef Japonca, çevirilmemiş), +18 sahneler ve menü seslendirmeleri vs. geliyor(Tabi Restoration Pack'i yükleyince Başarımları alamıyorsunuz). Kısaca Restoration Pack oyundan bir şey anlamanız açısından önemli.

Kesinlikle bu fiyata bu kadar uzun bir hikaye ve bu kadar iyi bir anlatış kesinlikle hakediyor. Bundan sonrasında direk oyundan bahsedicem(spoilersız olarak).

Oyun -genelde- erkek bir karakterin gözünden anlatılıyor. Bir grup gencin Gündüz Sefası(Morning Glory) adlı Meteorolojik olayı görmeyi amaç edinmesini anlatıyor ama oyunun 2. OP'sinden sonra(yani Common Route bittikten sonra), oyun biraz daha seçtiğiniz karakterin hikayesine odaklanıyor ve hikayeyi o karakter ile bitiriyorsunuz(ve hikayeleri gerçekten güzel). Bu yüzden seçim yaptığınız yerlerde Save almanızı öneririm çünkü bir Route'u bitirdiğinizde oyun direk olarak bitiyor. Başka bir karakteri oynamak istiyorsanız baştan başlamanız gerekiyor. Bu yüzden save alın o seçimleri değiştirerek diğer karakterleri de baştan başlamadan oynarsınız. Bu arada seçtiğiniz karakter hikayeyi ve olayları değiştiriyor.

Küçük bir not: Amane'yi oynayabilmek için en az bir kere Kotori'yi, Yoru'yu oynayabilmek için en az bir kere Asa'yı bitirmeniz gerekiyor

Karakterlerden bahsedersem biraz:
-Kotori: Bir kaza sonucu yürüme kabiliyetini kaybetmiş tekerlekli sandalyeli Tsundere. (Kendi düşüncem: Tsundere olarak bugüne kadar en hoşuma gitmeyen Tsundere karakter. Tsundere hayranı olarak yazıyorum bunu)
-Ageha: Bizim(yani erkek karakterin) hiperaktif(Genki girl) çocukluk arkadaşı.
-Amane: Sanırım bizden 2-3 yaş büyük, Gündüz Sefası(Morning Glory)'i görmek için sınıf tekrarı yapan aşırı zeki ve garip bir değişik.
-Asa ve Yoru: İsimleri gibi(Asa = Gündüz, Yoru = Gece) kişilikleri de tam tersi olan bizden 2 yaş küçük ikiz kardeşler(Bu ikisinin hikayeleri ve seslendirmeleri harbiden güzel bu arada).

Bitiriş sırası: Asa(Packsiz) -> Yoru(Packsiz) -> Ageha -> Kotori -> Amane -> Asa -> Yoru
Ending olarak: Amane > Yoru > Asa > Ageha >>> Kotori
Karakterlerin kişilikleri olarak: Asa >>> Yoru >>> Ageha > Kotori > Amane
Genel olarak(Route içinde): Asa = Yoru = Amane >>> Ageha > Kotori
Favori Karakter: Asa

(Şimdi yazdıktan sonra farkettim Kotori'yi hep en sona koymuşum. Spoiler olabilir; ama napıyım be abi hiçbir şey hissetmedim, bir romantizm falan, o kazanın ardından çok trajedik bir şey çıkıcak falan bir sürü olay olur sanmıştım. )

Bu arada bir çok kişinin yanlış anladığı bir şeyi baştan söyliyeyim sonradan bir aydınlanma gelmesin :D. Oyunun kapak resmindeki şu kızı Resim bir çok kişi Kotori sanıyor, Bu kız Kotori değil adı Isuka Misagi(Spoiler olabilir: Aynı zamanda olayların başlama sebebi. Yani bir nevi hikayenin arkaplandaki Ana Karakteri kendisi, her yerde adını duyacaksınız ama oyun boyunca bırakın ne olduğunu, nasıl göründüğünü olduğunu bile göstermiyorlar. Sadece Amane'yi oynarken öğrenebiliyorsunuz, diğer Route'larda yok bu karakter. Ve bu yüzden Amane'ninki biraz daha özenli hazırlanmış bir final olmuş. True Ending havası var biraz. )


(Güncelleme: Bunu yazmayı unutmuşum. Oyunun Perfect Sky OP'sinin Chorus versiyonu var(Karakterlerin seslendirdiği versiyonu). Oldukça güzeldir dinlemenizi tavsiye ederim ancak videodaki CG'ler spoiler içeriyor. Perfect Sky (Chorus ver.))

(Güncelleme: Hikayenin devamı olan Flight Diary'nin Steam'e geleceği duyuruldu.)





Kotori: Kotori'den güzel bir Dram hikayesi oynayacağımı, Tsundere bir karakter olduğu için ve bir de ben Kotori'yi hikayenin ana karakteri sandığım için o sıralar baya Dramatik bir şeyler bekliyordum. Sırf bu yüzden 4. sıraya koymuştum(Yani finali güzel yapmış olurum diye düşünmüştüm, tabi daha Amane vardı ama hani pek bir şey beklemiyordum Amane'den). Ama o kadar tahmin edilebilir bir hikaye yapmışlarki anlatamam. Hani yukarıda yazdığım gibi hiç bir şey hissetmedim neredeyse. Tek güzel olan tarafı Kotori'nin tekrar yürümeye başlaması oldu benim için.

Ageha: Açıkçası "Genki Girl" karakterleri fazla sevmediğim için 3. sıraya koymuştum Ageha'yı(Sanırım bu yüzden Ageha'yı oynarken baya bitse de kurtulsam modunda oynadım biraz). Ve evet harbiden ben bu tür karakterlere dayanamıyorum nedense. O yüzden burayı boş bırakıyorum ama finaldeki o fotoğraf baya güzeldi.

Amane: En son Amane'yi bitirdim ve Kotori'de yazdığım gibi pek de güzel bir şey beklemiyordum ama Komedisi güzel baya zevkli bir Route'du. Tobioka'nın hikayesini duyunca harbiden adama hak vermiş ve biraz da üzülmüştüm. Ve Isuka... Ulan şu karakteri nasıl merak ettiğimi anlatamam, hani öyle böyle değil. Isuka'dan bahsediceğini bilseydim direk ilk olarak Amane'yi oynardım. Yukarıda da yazdığım gibi Isuka direk olayların başlangıcının sebebi ve bu yüzden bu Route'un finali diğerlerine kıyasla biraz daha özenli, bu yüzden bir True Ending havası var. Özellikle sonda "Kono Oozora Ni, Tsubasa Wo Hirogete" dediğinde Vay bee dediydim.

Asa ve Yoru: Evet, en iyilerini(kendime göre) sona sakladım. İlk bitirdiğim iki Route, Asa ve Yoru. Common Route'un sonuna kadar sadece 1-2 kez gördüğüm için kafayı yemiştim. Yoru hakkında okuduğum yorumlar oyunu almamda çok büyük bir yer almasına rağmen, Asa beni Yoru'dan daha çok etkiledi(Normalde Deredere karakterler fazla ilgimi çekmez ama Asa herkesin seveceği bir karakter olmuş). Ve şunu rahatlıkla söylebilirim, benim gözümde bu ikisi kişiliklerinden dolayı oyunu gerçekten zevkli yapan karakterler, ayrıca seslendirenlerde oldukça iyi. Sadece kendi Routelarında değil, diğer karakterlerin Routelarındayken de çok ayrı bir hava katıyorlar(özellikle Asa). Asa'nın finalinde oyunun ana hedefi olan Morning Glory'i görememek baya hayal kırıklığıydı, ama finaldeki Asa'nın yüzündeki o gülümseme mutlu olmama yetti. Yoru ise gerçekten güzeldi, Morning Glory OST'sinin en güzel oturduğu sahne olmuş, ama Bigamy Ending'den dolayı biraz rahatsız olmadım değil. Asa'nın yarım bıraktığı ana hedefi gerçekleştirdiği için ikizleri tek bir yazıya aldım.

Daha önce VN türüne hiç bakmadığımdan ve fazladan 10 liram kaldığı için indirimden almıştım. Hikayesinin bir robotu anlatması dışında hiç bir beklentim yoktu, ve güzel bir şey çıkacağını sanmıyordum. Ama gerçekten karşılaştığım en güzel şeylerden biri oldu. Ekstralar baya güzeldi. Evet biraz kısa, yaklaşık 8 saat(True Ending ile + bir de ben yavaş okuyorum yani 5-6 saate biter normalde), ama bu kadar kısa sürede işini çok iyi yapıyor. Verdiğiniz paraya değeceğini düşünüyorum ilginizi çektiyse. Çizimler güzel, hikaye işleyişi biraz hızlı, müzikler fena değil ama yerinde kullanılmış(Orjinal değil bir çoğu o yüzden OST DLC'sinde bir çoğu yok ama verdiğiniz paraya değer...

Seni unutmayacağım Lucy...

(Visual Novel olarak oynadığım en iyi VN diyemem çünkü VN olarak bundan çok daha uzun, iyi çizilmiş ve Orginal Soundtrack'lere sahip VN'ler var (mesela If My Heart Had Wings ya da Corona Blossom). Ama bunun gibi Dram içeren bir VN henüz okumadım(Okursam eklerim buraya), artı bir de +18 içerik yok Lucy'de o açıdan oldukça güzel.)

Güncelleme: Eklerim demiştim ekliyorum "Narcissu" Steam'de bedava bulabilirsiniz. Henüz bir inceleme yazamadım ancak yakında yazarım.

(Bu arada Japonca seslendirme ile oynamanızı öneririm, Korece dümdüz okuyormuş gibi biraz)

(TRUE ENDING ile bitirmeye çalışın, alınca ekstra bölümler açılıyor. Kesinlikle almanız öneririm, öbür türlü hikaye hem yarım kalıyor, hem de fazla etkilemiyor)

*Spoiler*
Finale doğru bir söz çok doğru verilmiş. İnsanlığın bencilliğini çok güzel anlatmış.

"People take pride in being human.

And people do not want to lose their power to govern the world.

That is why they fear robots, avoid robots, show contempt for robots,
and eventually do something like this without batting an eyelash.

Can we say for sure that compared to this android lying on the ground…

Compared to Lucy… are we humans truly more deserving to exist on this planet?

I wasn’t so sure anymore."
-Lucy -The Eternity She Wished For-

(Öncellikle belirtmek isterim Wild Run ile orjinal oyun arasındaki grafik farkı artık yok, yani Wild Run alınca grafikler gelişmiyor. Direk videolarda gördüğünüz Wild Run grafikleri var)

Ubisoft'un sunucuları elinde olmasa belki daha hoş olabilirdi (Peer to Peer sunucular :( ).

Ancak kesinlikle PC de alınabilecek en kaliteli MMO Yarış oyunu. Hala Multiplayer'ında insan bulabilirsiniz ve arkadaşlarınız ile sıkılmadan oynayabileceğiniz bir oyun.

Wild Run almanız cidden fazla bir etki etmiyor alabilirsiniz aylık etkinlikler var. Gelecek olan arabaları mağazaya çıkmadan önce deneyebilirsiniz. (dereceye girerseniz araba bedavaya veriliyor)

DLC bakımından (Wild Run'da ki Motorlar dışında.) oyun gayet dengeli ben sadece Speed Car Pack'i aldım, onu bile çok kullanmadım. Oyunun kendi araçlarından yüksek hız vs. yapmıyorlar dengeli araçlar. Season Pass'de gelen araçları da fazla kullanan görmedim. Yani oyunu alırken "Ya şimdi ben bunu alıcam da, oyunda DLC sahibi olanlar ***mesin beni?" gibi bir düşünceniz olmasın. Zaten oyuncuların %70'inde Season Pass oluyor, ve ben bu zamana kadar hiç bir sıkıntı çekmedim...

Motorlar konusunda da, motorlar 2 tekerlekli araçlar oldukları için oyunun fizik sisteminden dolayı kaymıyorlar. Bu da demek oluyor ki karlı bölgelerde aşırı zor geçmek. Ancak arabalardan yüksek bir TOP SPEED'e sahip değiller. Yani düz yollarda her türlü geçersiniz. (Tabi oyuncular arasında Motorculara karşı bir kin var. Çoğu kişi motor alan kişiye Collision açıksa çarpıp duruyor(Bkz. ben). Ki bu güzel bir şey :D)

PVP odaları Peer to Peer olduğu için lagı olan biri size hafifçe dokunduğunda haritanın öbür ucuna uçma olayı(bu biraz abartı oldu ama baya yoldan çıkıyosunuz) oldukca sinir bozucu. Tabi Türkiye'de yaşadığımız için bunu genelde biz yapıyoruz :D

Genel olarak Ubisoft'un Araba oyunları güzel (bkz. Trackmania 2 Canyon/Stadium/Valley/Turbo)

(Güncelleme: Bazı kişilerin oyunda Drift atmanın zor olduğunu hatta olmadığını söylüyorlar. Evet oyunda arabaların lastikleri yere iyi tutunuyor ama bu Drift atamıyacağın anlamına gelmiyor. Artı arkadaşım, oyun ayarlarında Controlls'de bir ayar var. All Drive Help, Sport ve Hardcore diye 3 seçenek var:

-All Drive Help Patinajı zorlaştırıyor ve arabanız daha düzgün bir kontrole sahip oluyor ve Aracınızı yola paralel şekilde ayarlıyor.
-Sport ise sadece Patinajı zorlaştırıyor.
-Hardcore ise tamamen sizin elinize veriyor arabayı istediğiniz gibi atın Drift'inizi.

Tabi Gallardo gibi bir araç alıp Hardcore'da sürmeye çalışırsanız araba en minik Patinajda Spin atıyor bu gibi durumlarda Sport'a çekebilirsiniz, yada RX7 kendini kolay toparlayan bir araç ve Acceleration biraz düşük, frene bas dön olaylarında biraz yavaş kalıyor. Alın Hardcore'a ve Drift ata ata dönün mesela)