Recent reviews by Setna

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Orijinal oyuna hali hazırda inceleme yaptığımdan, bu incelemede sadece Remastered sürüm ile Orijinal arasındaki farka değineceğim. Orijinal oyunun incelemesi için buraya tıklayın.

Kesinlikle ilk oyunun Remaster sürümüne göre çok daha iyi olmuş. Esasen Remaster oyunlar arasında da çok iyi bir yerde lakin ben yine de Crytek ekibinden daha fazlasını bekliyordum. Oyunun mağazadaki görsellerinden daha iyi göründüğünü söylemem gerek. Bunu da ilk defa görüyorum genelde mağaza resimleri daha iyi görünür pazarlama için ama bu sefer oyunun kendi daha iyi görünüyor.

Crysis 2 zaten çıktığı zaman çok iyi grafiklere sahip bir oyundu. Kendinden önceki oyun gibi yine grafiksel bir devrim yaratmıştı ve CryEngine 3 oyun motorunun ne kadar güçlü olduğunu bize göstermişti. Şimdi bu bir adım daha ileri taşınmış. Kaplamalar daha yüksek çözünürlükte ve çok daha iyi derinliğe sahip. Lakin özellikle giysinin görüntüsündeki detaylar güçlendirilmiş olmasına rağmen silahlarda kullanılan detaylar biraz körelmiş gibi. Örneğin orijinal sürümde silahlar biraz yıpranmış görünüyordu lakin Remaster'da hepsi çok taze gözüküyor. Yani boyutu bu kadar büyük olan bir oyunda en azından bir silaha 3-5 kaplama varyantı getirilse fena olmazdı. Öte yandan Işın İzleme teknolojisi Crysis 2'ye entegre edilmiş ve gayet iyi sonuç alınmış. Işıklandırmalar çok iyi görünüyor. Şehirde savaş havasını da daha da güçlendirmişler.

Gelelim performans kısmına. Maalesef Crysis 2 performans konusunda çok başarılı değil. Stabil bir kare sayısında çalışıyor lakin kare sayısı düşük. Crysis 1'in Remaster sürümünü oynadıktan sonra ben herhalde 40 FPS'ye düşerim diye düşünüyordum çünkü ilk oyunda 50-70 arası FPS alıyordum ama nasıl olduysa bu oyunda 60-65 arası stabil bir FPS aldım. Yani görsel anlamda ileriye gitmesine rağmen oyun performans olarak daha iyi sonuç verdi. Demek ki sorun optimizasyondaymış. Gerçi ilk oyun CryEngine 1 ile çalıştığı için çok da düşünmemek lazım. Neyse konumuza dönelim. Crysis 2 Remastered beklediğimden daha yüksek ama olması gerekenden daha düşük bir performans sergiliyor. Öte yandan bu açığı stabilite ile kapatıyor.

Uygun fiyata güzel bir Remaster olmuş. Piyasadaki iyi Remaster'lardan dersem yanlış söylemiş olmam. Özellikle paket olarak baya uyguna geliyor.

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Expovision'a oyunu gönderdikleri için teşekkür ederim, lakin oyunun daha çok yolu var.

Esasen Hold or Die çok şey yapabilecekmiş gibi duran ama hiçbir şey yapmayan bir oyun maalesef. Oyun başlar başlamaz üzerinize mutantlar çullanıyor ve ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Genel olarak yapacak çok bir şey de yok zaten zira özellikle tek başınıza oynuyorsanız pek şansınız olmuyor. Uzun bir süreyi ne yapacağınızı çözmek ve taktik geliştirmekle geçiriyorsunuz.

Çeşitlilik maalesef çok düşük olduğu gibi olan silah ve tuzak çeşitliliği de tatmin edici değil.

Grafikler fena değil lakin mağazadaki görsellerin oyunu en muazzam gösterecek şekilde ustalıkla çekildiğini söyleyebilirim. Zira mağazadaki görseller o kadar iyi ki hem grafiksel hem de oynanış olarak yanıltıyor sizi.

Hold or Die üzerinde düzgünce çalışılırsa iyi bir yere gelebilecek bir oyun. Lakin şu durumda önermiyorum.

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Valve'in çıkardığı kaliteli oyunlardan biri. Özellikle çıktığı yıl göz önüne alındığında inanılmaz bir kalitede.

Hikaye modu ilk oyundaki gibi yine 4 arkadaşı konu alıyor. Bir yerde mahsur kalıyorlar ve güvenli bölgeye kaçarken yaptıkları serüvende onlara eşlik ediyoruz. Lakin oyunun olayı hikaye modu değil zaten.

Sahip olduğu zombi sürüleri ve özel zombi türleriyle çok oyunculu olarak oynamak en keyifli yanı. Arkadaşlarınızla beraber girip hele bir de 2 takım çıkarabiliyorsanız tadından yenmiyor gerçekten. Zombi olarak oynaması ayrı hayatta kalan olarak oynaması ayrı keyifli. Üstelik arkadaş bulamazsanız da yine üzülmenize gerek yok çünkü oyun ne kadar eski olursa olsun hala çok oyunculu kısmı oldukça canlı. Üstelik devasa mod atölyesi ile tamamen dilediğiniz gibi bir deneyim yaşayabiliyorsunuz.

Bunların hepsine 5.80$ gibi komik bir fiyat ile sahip olabilirsiniz.

Gelmiş geçmiş en kaliteli yapımlardan biri olan L4D2 orijinalinin de üstüne koyarak karşımıza çıkmış. Her oyuncunun deneyimlemesi gereken oyunlardan biri olduğunu düşünüyorum. 80SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Öncelikle Mustafa'ya teşekkür ediyorum bana oyunu gönderdiği için. Lakin maalesef olumsuz vermek zorundayım. Uzun tek bir paragrafta anlatıyorum sebeplerini.

Oyunumuz standart bir kule savunması oyunu. Hazır haritalarda (yani labirenti zaten var olan, bizim sadece savunmalarımızı kurduğumuz haritalarda) veya bomboş bir haritada kendi labirentimizi oluşturarak oynayabiliyoruz. Bu iki kule savunması oyunlarının temelini oluşturan etmenler olduğu için bunların varlığını bir artı olarak görmüyorum, fakat olmasalardı büyük bir eksi olurdu. Lakin şöyle bir sıkıntı var, çeşitlilik aşırı derecede kısıtlı. Üstelik bu kadar kısıtlı olmayabilir de. Farklı farklı savunma gruplarımız var, işte Rusya, Afrika veya Türkiye gibi lakin hep 25₺'lik fiyat etiketinin ardında kalmışlar. Yani iyi hoş tabii ki belirli oyun içi şeyleri satmak gerekli çünkü yapımcının da para kazanması gerekli. Fakat bu para işini biraz daha sadeleştirmek gerekli çünkü şuan çok abartılı durumda. Oyunda kazanılan para ile alınan savunma grupları olmalı veya hiç değilse fiyat etiketi daha ucuz olmalı çünkü açık olalım, Türkiye'de kimse sırf bu grupları açmak için 25₺ harcamaz. Bir de optimizasyon sıkıntısı var maalesef oyunun. Güç tüketimini tavan yaptırıyor nedense bilgisayarda. Buna da bakılması lazım.

İşin özü kule savunması oyunları için yeterli potansiyele sahip, lakin yapımcının daha çok ilerletmesi gerekli oyunu. Şuan maalesef olumsuz vermem gerek.

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Mass Effect serisinin en kötüsü diyebilirim. Zamanında ME3'ü bitirmenin heyecanıyla oynamıştım ama hiç o hazzı vermedi nedense hikaye olarak. Öte yandan oynanış olarak keyif vermişti. EA Play sayesinde inceleme yazma fırsatı bulabildim sonunda.


Hikayemiz ilk 3 oyundan tamamen bağımsız geçiyor aslına bakarsanız. Zaten isminden de anlaşılacağı gibi bizim bulunduğumuz Milky Way (Samanyolu) galaksisinde değil Andromeda galaksisinde geçiyor. Samanyolu galaksisinin halkı farklı galaksileri de kolonileştirmek için her ırkın katıldığı bir proje başlatıyor. Bunun sonucunda uykuya yatırılan ırklar uzun bir yolculuğa çıkıyorlar. Ana karakterimiz daha doğrusu karakterlerimiz ikizler. İstersek kız istersek erkek kardeş olarak oynayabiliyoruz. Hikayeleri tamamen aynı tek fark bazı karakterler ile ilişki "sevgili" olamamanız. İkizlerimizin soyadı Ryder ve onlara bu şekilde hitap ediliyor. Babaları ise insan ırkının bulunduğu geminin başındaki isim. İkiz kardeşler ve diğer birkaç kişi ile birlikte insan ırkının öncülüğünü yapan takımdalar. Lakin işler pek yolunda gitmiyor Ryder ailesi için ve insan ırkının liderliği bize (Ryder ikizlerden birine) kalıyor. Amacımız insan ırkının ve bizimle birlikte gelen diğer ırkların yeni galakside rahat bir yerleşkeye sahip olmasını sağlamak.


Aslına bakarsanız oynanışı çok beğendim çünkü baya yumuşatılmıştı ilk 3 oyuna göre. Hareketlerimiz çok daha estetik ve yumuşak. Ayrıca sahip olduğumuz ekipmanlar sayesinde önceki oyunlarda mümkün olmayan hareket kabiliyetine sahip olmuşuz. Örneğin sırtımızdaki jet iticiler sayesinde daha yüksek yerlere çıkabildiğimiz gibi etrafta hayali duvarlar bulunmadığından daha rahat hareket de edebiliyoruz. Ayrıca önceki oyunlardan tanıdığımız keşif aracımız da bu oyunda dönmüş ve dilediğimiz gibi kullanabiliyoruz. Hatta ana seyahat aracımız diyebilirim. Oyundaki ekipman ve yetenek çeşitliliği de oldukça iyi. Tek sıkıntı arayüz kirliliği. O da şöyle oluyor. Siz bir silahı araştırmamış olsanız dahi ekipman listesinde gözüküyor. Bu durumun ne kadar kötü olduğunu anlamayanlar için şöyle söyleyeyim, sahip olup olmadığınıza bakılmaksızın ekipman listenizde oyundaki her bir ekipman varmış gibi gözüküyor. Acayip bir arayüz kirliliği.


Grafik kalitesi gerçekten hoş. Boyut olarak da çok devasa bir oyun değil. Lakin bir takım performans sorunları olduğunu itiraf etmeliyim. Animasyonlar ve ses efektleri de gayet hoş Lakin tek ciddi bir sıkıntı var o da karakterlerin yüzleri. Karakterlerin mimikleri gerçekten berbat. Zaten ilk çıktığında da çok ciddi eleştiriler almıştı ve bir takım düzeltmeler yapılmıştı lakin hala kötü durumda.

Genel anlamda iyi bir oyun olduğunu düşünüyorum. Sorunları var lakin keyif alacağınıza inanıyorum. 78SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

İlk oyuna göre çok daha akıcı olmuş. Fiyatı tuzlu tabii ki.


İlk oyundaki olaylardan sonra sanal dünyaya büyük bir ilgi oluyor. Bazı gruplar sanal dünya sayesinde insanların kişisel verilerini elde ederek onları kontrol altında tutmaya çalışırken bazı gruplar da tam tersini yapıyor. Biz insanları özgür kılmaya çalışan bir grup olan DedSec'e katılıyoruz. Oyun ise bizim DedSec'e katılabilmemiz için girdiğimiz bir test görevi ile başlıyor. Ana karakterimiz Marcus Holloway ilk oyundan da tanıyacağımız ctOS'un 2. sürümünü kapatmaya çalışan DedSec ekibinin sahadaki en etkili adamı olarak bizlere eşlik ediyor.


İlk oyun aşırı hantaldı maalesef. Hikayesi fena sayılmasa da oyunun hantal oluşu beni bezdirmişti. Watch Dogs 2 bu sorunun üstesinden gelmiş gibi duruyor. Karakterimiz çok yumuşak hareket ettiği gibi bir de tırmanma mekanikleri geliştirilmiş. Aynı zamanda basit hacklemelerin etkinliği de arttırılmış. Şehirde yine trafik ışıklarından tutun elektrikli arabalara kadar her şeyi hackleyebiliyorsunuz. Lakin ilk oyundan bir sorun var, hatta genel olarak Ubisoft'un yaptığı oyunlarda kronik bir sorun, o da araçların kullanımı. Araçlar gerçekten rahatsız edici derecede yavaş. Yani şöyle diyeyim sizlere, ibre 200 gösterirken 70'le gidiyor gibi hissediyorsunuz. Öte yandan bir de "çok hızlandın" etkisi vermek için garip garip efektler var baya rahatsız ediciydi benim açımdan. Bunların haricinde daha özgür bir açık dünyaya sahip olması gayet güzel olmuş.


Grafik kalitesi fena değil. Yılına göre ortalama diyebilirim. Lakin ilk oyuna göre ciddi ilerleme kaydedilen bir nokta var o da oyunun performansı. En yüksek ayarlarda daha iyi grafik kalitesine sahip olmasına rağmen Watch Dogs 1 ve 2 aynı kare hızında çalışıyor. Lakin grafiklerle ilgili çok ciddi bir sorun var o da kenar tırtıklanması biraz fazla oluyor oyunda. Nedense 2016 civarında çıkan çoğu AAA oyunda böyle bir sıkıntı var anlamış değilim. Öte yandan animasyonlar gayet iyi olmuş ben beğendim.

Fiyatı biraz uçuk lakin ilk oyunun üstüne baya bir koymuşlar. Hikaye hariç her anlamda. İndirimdeyken alınabilir. 76SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Muhteşem olmamakla beraber yıllar sonra ilk defa bir NFS oyunundan keyif aldım. Origin üzerinden oynamıştım EA Play sayesinde inceleme yazma fırsatı buldum.


Hikayemiz bir hırsızlıkla başlıyor. Ana karakterimiz ve ekip arkadaşları hep birlikte bir aracı çalmak için plan yapıyorlar. Ana karakterimiz aracın esas sahibi zenginin adına yarışmak için çalmayı planladığımız aracın direksiyonuna oturuyor. Amacımız yarış esnasında sürdüğümüz aracı kaçırmak. İşler yolunda gitse de ekibimiz bir ihanete uğruyor. Bunun sonucunda ana karakterimiz bir intikam yoluna koyuluyor ve biz de bu intikam yolculuğunda ona eşlik ediyoruz.


Özlediğimiz o bol bol modifikasyon yapma özgürlüğü geri dönmüş. Arabaları dilediğimiz gibi detaylıca modifiye edebiliyoruz. Araç ve parça çeşitliliği çok fazla değil lakin farklı farklı noktaları özelleştirebilmek ve daha da önemlisi topluluğun oluşturduğu temaları araçlarımıza uygulayabilmek muazzam. Aynı şekilde aracın performans özelliklerini de özelleştirebilmek çok güzel. Çok detaylı olmasa dahi aracın tepkilerini kabaca ayarlayabiliyoruz. Oyunun genel sürüş deneyimi de gayet güzel. Modern hissettiriyor kendini.

Edit: Ciddi bir sorun var oynanış ile alakalı onu yazmayı unutmuşum. Oyunu oynayabilmek için sunuculara bağlanmanız gerekiyor. Sanki MMO oyun gibi internetiniz kesilirse oyundan düşüyorsunuz. Baya büyük saçmalık.


2016 çıkışlı bir oyun olmasına rağmen şuan (2022) gayet yeni gibi gözüküyor oyun. Daha da önemlisi bu grafik kalitesini düşük boyutuna rağmen sağlıyor. Animasyonlar da gayet iyi (ara sahneler haricinde). Lakin çok başarısız olduğu bir konu var o da kenar tırtıklanması. Bunu gideremedikleri gibi bu sorun kendini de çok belli ediyor.

Uzun zaman sonra NFS düzgün bir oyun çıkarmış gerçekten. Fiyatı biraz uçuk lakin indirimde alınabilir. 75SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Korku etmenlerinin bir hayli azaldığı bunun yerine aksiyonun geldiği bir oyun olmuş. Bu durum biraz zarar vermiş hayliyle seriye. EA Play sayesinde inceleme yazma fırsatımın olduğu bir oyun bu da.


İlk iki oyundaki olayların ardından Isaac her şeyi arkada bırakıp saklanmaya başlıyor. Ellie ile romantik bir ilişkiye girmiş olmalarına rağmen Ellie geçmiş hayatını geride bırakamadığı için ikilinin yolları ayrılıyor. Bunun üzerine Isaac tek başına kalıyor. Lakin bu yalnızlığı çok uzun sürmüyor. Inner Circle (İç Halka diye çevrilebilir) bir radikal grup Marker (İşaretçi) ele geçirmeye ve salgın başlatmaya çalışıyorlar çünkü onların zihniyetine göre olması gereken bu. Zaman içerisinde güçlenip başarılı da oluyorlar. Bunun üzerine kolluk kuvvetleri Isaac'i bulup onun yardımını almaya ve onu korumaya çalışıyorlar. Yani anlayacağınız dünün düşmanı bugünün dostu oluyor. Inner Circle güçleri ise bunu bildikleri için Isaac'i öldürmeye çalışıyorlar. Olaylar da genel olarak salgının etrafında dönüyor.


Oynanış genel hatlarıyla aynı aslına bakarsanız. Yine aşağı yukarı aynı silahları ve aynı taktikleri kullanarak düşmanlarınızı ve yaratıkları avlıyorsunuz. Lakin Dead Space 3 serinin gerilim ve korku öğelerini çok azaltmış. Artık daha çok aksiyona dönmüş işler. Kötü bir iş çıkarmamışlar ama seriye zarar vermiş zira Dead Space serisinin en öne çıkan tarafı size yaşattığı gerilimdi. 2. oyunda da azalmıştı lakin bu oyunda artık gerilim iyice arka plana atılmış. Öte yandan eşli oynanış gerçekten iyi. Arkadaşınız varsa baya keyifli geçer vaktiniz.


Grafiklere ortalama diyorum lakin ortalamanın biraz altında olduğunu itiraf etmeliyim. İlk oyun özellikle çıktığı zamana göre gayet iyi görsellere sahipti. DS3 kendi dönemine göre biraz geride kalmış gibi duruyor. Öte yandan sesler ve animasyonlar yine gayet güzeller. Lakin onlarda da biraz daha ilerleme bekliyordum zira ilk oyundan çok da farklı şeyler göremedim.

Gerilimden ziyade aksiyon oyunu olmuş. Hikayesi fena değil. İndirimde almanızı öneririm. Bir arkadaşınızla daha da keyifli oluyor. 72SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Yakın tarihte EA'in yaptığı en kaliteli oyunlardan biri. Kurdan dolayı fiyatı biraz fazla olsa da iyi bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ben Origin üzerinden oynamıştım, lakin EA Play sayesinde buraya inceleme yazma fırsatı bulabildim.


İlk oyundan tanıdığımız Faith karakterini yönetiyoruz. Hikayemiz Faith'in hapishaneden çıkışıyla başlıyor. Kendisi yakalanmış ve bir süredir hapiste. Şimdi ise salıveriliyor. Tabii ki Faith normal bir insan gibi yaşamaya devam etmeyi pek düşünmüyor, bunun yerine eski koşuculuk yaptığı günlerine geri dönüyor. Diğer koşucularla birlikte amacı insanları gönüllü köle haline getiren sistemi yıkmak. Bunu yaparken de Reflection (Yansıma) adı altında bir projeye denk geliyorlar ve bu proje sayesinde baştaki insanlar gönüllü köle olan halkı daha rahat yönetebilmeyi hedefliyor. Faith ve diğer koşucular ise bu projeyi durdurmaya çalışıyor. Hikayemiz de bunun etrafında şekilleniyor.


İlk oyun 2008'de çıktığında acayip iyiydi açıkçası. Oynanış olarak çok yumuşak ve seriydi. O tarihe kadar çıkmış en iyi parkur oyunu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Catalyst ise ilk oyunun üstüne koymuş. Oynanış daha da bir yumuşak ve seri hale gelmiş. Aksiyon daha bol hale gelmiş. Sağa sola bu kadar rahat koşup tırmanabiliyor olmak bana keyif verdi açıkçası. O parkurcu hissiyatını yaşatıyor insana. İlk oyunun aksine açık bir dünyaya sahip olması ise çok daha iyi olmuş. Bu sayede kendi kafamıza göre özgürce gezebiliyoruz ki bu da zaten parkur odaklı bir oyunun olmazsa olmazı bence.


Şimdi dürüstçe söylemeliyim. İlk oyunun bu kadar başarılı olmasının ardından bu oyunda özellikle grafiksel olarak çok şey bekliyordum ama pek beklediğim gibi olmadı. Lakin grafikler kötü değil. Sadece benim beklentim yüksekti. 2016 çıkışlı bir oyun için gayet yeterli grafiklere sahip. Animasyonlar ise gayet iyi. Özellikle birinci kişi gözünden bakarak oynadığımız için animasyonların kaliteli olması önemliydi ve DICE iyi iş çıkarmış.

En az ilk oyun kadar kaliteli. Lakin kurdan dolayı fiyatı yüksek gelebilir. İndirimde kaçırmamanızı öneririm. 75SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Çok ucundan olumlu verdiğimi söylemeliyim. Fikirler güzel, hikaye güzel, grafikler iyi, lakin oynanış çok kusurlu ve teknik açıdan başarısız.


Ana karakterimiz Aiden Pearce çok yetenekli bir hacker. Sadece sanal bir yeteneğe değil gerçek hayatta da bu sanal yeteneğini destekleyecek şekilde fiziksel aktiviteler için üst düzey bir yeteneğe sahip. Rakipleri de bu durumun farkındalar. Bir gün Aiden'ı öldürmesi için bir adam tutuluyor ve bu adam yanlışlıkla Aiden'ı değil yeğenini öldürüyor. Bu durumdan büyük üzüntü duyan Aiden kendini intikama adıyor ve aylarca kendisini öldürmeye çalışanların peşine düşüyor. 11 ay sonunda ise suikastçıyı yakalıyor ve biz de tam bu sırada hikayeye dahil oluyoruz. Suikastçıyı onu kim tuttu diyerek sorguya çekiyoruz.

Hikaye aslında hiç de fena değil. Karakterler de fena değil lakin biraz boş ana hikaye görevi fazla. Daha sade olsa iyiydi.


Aiden sağı solu kolayca hackleyebilen bir tip olduğundan sokakta giderken insanların banka hesaplarından para çalmak olsun, sağdaki soldaki kameraları hacklemek olsun, trafik ışıklarıyla oynamak olsun her şeyi kontrol edebiliyoruz. Hatta daha büyük şeyler de yapabiliyoruz. Mesela koca bir bölgenin elektriklerinin kesilmesine sebep olabiliyoruz, bu sayede geceleyin kamufle olabiliyoruz.

Watch Dogs bize geniş hareket alanı sağlasa da bu hareket alanındaki oynanış çok hantal. Çatışma ve genel olarak gizlilik bir küt mekaniklere sahip ve eskidiğini hissettiriyor. En rahatsız edici şey ise Ubisoft oyunlarındaki kronik araç sürüş deneyimi. Bu adamlar hiçbir oyundaki araç sürme hissiyatını iyi veremiyorlar. Hem çok hantal hem gerçekçi değil. Son model spor arabalarla son gaz gidiyorsunuz güya, böyle ekran falan sallanıyor artık hızdan dolayı, ama aldığınız yol azıcık bir şey. Yani sanki ibrede 300 gösteriyor da siz 70-80 arası gidiyormuş gibi hissediyorsunuz.


Hakkını vermeliyim. 2014 için gayet iyi grafiklere sahip Watch Dogs. Animasyonları da yeterince iyi. Lakin yine de görsel kalitesine göre bilgisayarın kaynaklarını aşırı derecede tüketiyor. Onu geçtim bu kadar kaynak tüketmesine rağmen iyi bir performans da vermiyor. Yani şu oyunu oynarken ben 200-300 arası FPS bekliyordum lakin 70-100 arası gezince bir tepem atmadı değil. Ara ara da ani düşüşler yaşamak da ayrı bir rahatsız ediyor.

Güzel hikaye ve kaliteli görsellere sahip olsa da oynanış olarak eskidiğini hissettiriyor ve maalesef optimizasyonu da çok iyi değil. İndirimde alınabilir. 65SP